TARSUS
KENT KONSEYİ BAŞKANI DR. ALİ CERRAHOĞLU’NDAN
ÖNEMLİ PAYLAŞIM..
Tarsus
Kent Konseyi Başkanı Dr. Ali Cerrahoğlu önemli paylaşımlarda bulundu.
İşte o paylaşım ve uyarılar..
"Değerli
Tarsuslular;
Dünyada
ve ülkemizde zor günler geçiriyoruz. Coronavirüs salgını tüm dünyaya yayıldı ve
insanlığın öncelikli sorunu oldu. Gerek ülke genelinde gerekse kentimiz Tarsus’ta
salgını en hafif şekilde atlatabilmek için yoğun çalışmalar, hazırlıklar
yapılıyor. Biz de Tarsus Kent Konseyi olarak konuyu çok yakından izliyoruz ve
gerek Kaymakamlığımızın, gerekse Belediyemizin çalışmalarını destekliyoruz.
Sağlık
çalışanları tam kadro halinde gece gündüz özveriyle görev başında. Ancak bir
anda çok sayıda kişinin hasta olması halinde fiziki ve tıbbi şartlar yeterli
olmayabilir. Bu nedenle halkımızın evlerinde kalarak virüs bulaşma ihtimalini
azaltması, böylece kısa sürede çok sayıda kişinin hastalanmasının önlenmesi
hayati önem taşıyor.
Görevli
olmayan herkesin evlerinde kalması çok önemli. Evlerinde kalan
vatandaşlarımızın sağlığının korunması, direncinin yüksek tutulmasıyla ilgili
neler yapılabileceği konusunda bilgilendirme yazısını aşağıda görebilirsiniz.
Ülkemiz
ve dünyamızın bu salgını en kısa sürede atlatmasını temenni ediyor ve sağlıklı
günler diliyoruz.
BEN
DE RİSK ALTINDA MIYIM?
(Karantina
günlerinde sağlığın korunması)
SADECE
YAŞLILAR MI HASTALANIYOR?
Sadece
yaşlıların hasta olduğu algısı yanlış. Coronavirüs gençleri de yakalıyor; hatta
gençler arasında hastalığı şiddetli geçirenler hiç de az değil. Coronavirüs
yaşı kaç olursa olsun herkesi enfekte ediyor. Çok yeni bir virüs olduğu için
hiç kimsenin savunma sistemi bu virüsü tanımıyor. Sorun da bu zaten. Virüsle
karşılaşan herkes hasta oluyor. Ama kişinin yaşına ve bünyesinin sağlamlığına
göre hastalığı çok hafif, hafif, orta şiddetli veya ağır geçiriyor.
Herkes
birden hasta olduğunda sağlık sistemimiz ve kaynaklarımız ihtiyacı karşılamaya
yetmiyor. Bu nedenle evde kalarak enfeksiyon riskini azaltmayı ve hep birlikte
hastalanmayı önlemeye çalışıyoruz.
HER
GÜN YENİ ŞEYLER ÖĞRENİYORUZ
Virüs
çok yeni olduğu için kimlerde ve nasıl seyrettiğiyle ilgili dünya tıbbı da her
gün yeni şeyler öğreniyor. Daha cevaplanması gereken çok fazla soru var. Dünya
şu anda adeta büyük bir laboratuar gibi. Tüm dünyadaki bilim adamları harıl
harıl bu soru işaretlerinin cevaplarını arıyorlar.
BEN
RİSK GRUBUNDA MIYIM ACABA?
Bugünlerde
uzmanlardan sıkça duyduğunuz tıbbi kelimelerden birisi de “comorbidity” “Eşlik
eden hastalık” anlamına geliyor. Yani coronavirüsle hasta olan kişide önceden
mevcut bulunan hastalık durumları. Eğer kişide önceden bir hastalık varsa o
kişi daha fazla risk altında; coronavirüs hastalığı daha şiddetli ilerliyor.
Eğer yoksa hastalık büyük ölçüde hafif geçiyor. Bu nedenle; henüz herhangi bir
kronik hastalığı olmayan çocuklarda ve sağlıklı gençlerde hafif seyrediyor.
Bugüne
kadar edinilen deneyimler gösteriyor ki en fazla etkilenen kişiler önceden
yüksek tansiyonu, diyabeti, astımı, kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı ve
sigara alışkanlığı olanlar. Bu kronik durumları olanlarda hastalık çok daha
ağır seyrediyor. Bu durumlardan bir veya birkaçı sizde de varsa daha fazla risk
altındasınız demektir. Dikkat ederseniz burada saydığımız “eşlik eden hastalık
durumlarının” hemen hepsi yaşam tarzı ile ilgili ve önlenebilir durumlar.
Hastalığın
şiddetinin sadece yaşla ilgili olduğu şeklinde yanlış bir kanı oluştu toplumda.
Yaş tabii ki önemli ama asıl önemli olan bu “comorbiditeler” yani “eşlik eden
hastalıklar”
Bu
hastalıklardan öncelikle hipertansiyonu ele alalım:
HİPERTANSİYON
HASTALARI ÇOK ETKİLENİYORLAR. ACABA BEN DE TANSİYON HASTASI MIYIM?
Hipertansiyon
dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çok yaygın. Tüm erişkinlerin üçte biri
tansiyon hastası (1). Yaşla birlikte bu oran daha da artıyor. 30’lu yaşlarda
yüzde 10 civarında görülen yüksek tansiyon 40 yaşlarında yüzde 30’lara çıkıyor.
50 yaşındaki kişilerin yarısı hipertansif. 60’li yaşlarda yüzde 60 iken 70-80
yaşlarında olanlar yüzde 80’in üzerinde tansiyon hastası (2)
Yüksek
tansiyon kadınlarda erkeklerden daha fazla. 65 yaşın üzerinde erkeklerde yüzde
71.5 kadınlarda yüzde 84.4 görülüyor. Tansiyon hastalığı kilo fazlası olanlarda
çok daha fazla görülüyor.
Tansiyon
hastalarının sadece yarısı bu hastalıklarının farkında. Diğer yarısı farkında
değil ve dolayısıyla tansiyonlarını normale düşürmek için gereken yaşam tarzı
değişikliklerini yapmıyorlar ve ilaç kullanmıyorlar. Farkında olanların da
sadece yarısı tedavi görüyor. Sonuçta; tansiyonu yüksek olanların dörtte
birinden azında tansiyonun normale düşürülmesi başarılabiliyor.
Görüldüğü
gibi yüksek tansiyon çok önemli bir “comorbidite” Coronavirüs enfeksiyonuna
eşlik ettiğinde ağır geçmesine neden oluyor. Yaşımız kaç olursa olsun öncelikle
tansiyon değerlerimizi bilelim. Mutlaka doğru cihazlarla ölçelim. Tansiyonun
120/80 mmHg değerinin altında olmasını tercih ediyoruz. 140/90 ve üzeri yüksek
tansiyon kabul ediliyor. Aradaki değerler ise ‘sınırda yüksek’
Tansiyon
hastaları ilk refleks olarak bu durumu kabul etmek istemezler. Hissettikleri
belirtileri; gerilim tipi baş ağrısı, terledikleri ve rüzgarda kaldıkları için
sırt ağrısı (kulunç) şeklinde yorumlarlar. Hastalığın farkına varmak ve kabullenmek
çok önemli. Aksi takdirde yüksek seyreden tansiyon siz farkına varmadan
özellikle damar sağlığınıza zarar verecektir.
Tansiyon
yüksekliğini sadece ilaçlarla tedavi edip yaşam tarzını değiştirmemek çok
yanlış. İlaçlar tedavinin sadece bir parçası. Asıl olan; sağlıklı ve dengeli
beslenmek, normal kiloda olmak, tuzu azaltmak, hareketli olmak ve sigarasız
yaşam. Doktorunuzun önerdiği ilaçların düzenli kullanılması da çok önemli.
Vücudun
ilaca alışmasından korkmamalı. İlaç gerekiyorsa mutlaka düzenli almalısınız.
İlaçlar genellikle çok minimal yan etkilere sahiptir. Yan etki gelişirse
doktorunuz değiştirip başka bir grup ilaca geçebilir. Yüksek tansiyonun
vücudunuza vereceği zararilaçların olası yan etkilerinden çok daha fazla
olacaktır.
KARANTİNADA
YÜKSEK TANSİYONLA BAŞ ETMEK
*
Ülkemizde milyonlarca tansiyon hastası var. Salgın döneminde hastanelerin
yoğunluğunu dikkate alarak herkesin kendi kendinin doktoru olması, sağlığını ve
direncini koruyarak olası bir enfeksiyonla daha kolay başedebilmesi açısından
çok önemli.
*
İlaç kullanıyorsanız mutlaka düzenli almaya devam etmelisiniz. İlacınız biterse
raporunuzun süresi geçmiş bile olsa eczanelerden alabilirsiniz.
*
Tansiyon aletiniz varsa mutlaka düzenli olarak ölçün.
*
Tuz vücutta su tutarak damar içindeki kan basıncını arttırarak yüksek tansiyona
neden olur. Tuzu mutlaka azaltın. Aslında bunun en güzel çözümü evde tuz
bulundurmamak. Besinlerin içerdiği doğal tuz vücudun ihtiyacını karşılamaya
fazlasıyla yeterli. Yemeklerin gerçek tadını alacaksınız tuz atmadığınızda.
*
Tansiyonu yüksek olsun veya olmasın herkes için en sağlıklı yağ zeytinyağı.
Katı yağlardan, yağlı etlerden kaçının. Hayvani yağlar, sakatatlar kan yağ
düzeyinizi arttırarak yüksek tansiyonu da tetikler. Tereyağını da çok çok
sınırlı şekilde, sadece özel yemeklerde az miktarda belki 10 günde bir alın.
Sütün, yoğurdun ve peynirin yağına dikkat edin. Genelde yağlı süt ve yağlı
peynirin daha lezzetli olduğu düşünülerek tercih ediliyor ancak katı yağ
içeriği çok yüksek olan bu tür besinlerin fazla tüketilmesi kalp ve damar
sağlığı açısından sakıncalı. Ayrıca peynirin tuzuna da dikkat edilmeli.
*
Bol bol sebze yemekleri yapın evde. Günde en az 5 porsiyon sebze, meyveniz
olsun. Kocaman salata tabakları hazırlayın kendinize; bol limon, biraz zeytinyağı
ile çok lezzetli olacak ve sizi tok tutacaktır.
*
Egzersiz yaparak bedenimizin hareket etmesi, kalbimizin, kas ve eklemlerimizin
çalışması çok önemli. Evin içinde de olsa mutlaka hareket etmeliyiz. Sağlık
durumumuza göre kalp hızımızı da kısa sürelerle arttıracak koridor yürüyüşleri
ve hareketler karantina günlerinde kendimizi iyi hissettirecektir.
Tüm
dünyayı saran ve ülkemizde de giderek daha fazla etkili olan virüs salgınını
hep birlikte atlatabilmek için genç, yaşlı, sağlıklı veya hasta demeden hep beraber
ciddiye alarak, dayanışarak, birbirimize destek olarak, direncimizi yitirmeden
atlatmayı diliyorum. Sağlıcakla kalın…
Dr.Ali
Cerrahoğlu
0 Yorumlar